Gıda zehirlenmesi; parazitler ya da virüsler gibi zararlı organizmaların bulaştığı besinlerin yenilmesiyle ortaya çıkan bir hastalık durumudur. Tüketici sağlığını yakından ilgilendiren ve özellikle yaz aylarında artan sıcaklıklar ile, mikroorganizmaların bulundukları ortamda hızla çoğalarak salgıladıkları toksin maddesi gıda zehirlenmesine sebep olmaktadır. Gıda zehirlenmesi; genellikle kusma, ishal, mide ağrısı, ateş ve genel halsizlik gibi belirtilerle kendini gösterirken çoğunlukla hafif seyirli ve kısa süreli hastalıklar olmalarına karşın, zehirlenmeye yol açan gıdalar ve kişiyle ilişkili bazı faktörler; hastalığın zaman zaman daha ağır seyretmesine hatta ölümcül olmasına yol açabilir.
BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nun verileri; Dünya genelinde her gün tahminen 1,6 milyon insanın güvenli olmayan gıdalar nedeniyle hastalandığını, gıda kaynaklı hastalıkların yüzde 40'ının, 5 yaşın altındaki çocuklarda görüldüğünü belirtmektedir. Güvenli olmayan gıdalardan kaynaklı hastalıklar nedeniyle dünya genelinde yılda yaklaşık 600 milyon vakanın hastanelere başvurduğu bildiriliyor.
Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerine çıktığı, bağıl nem oranıyla da hissedilen sıcaklığın daha da artması sebebiyle güvenilir gıdayı üretmek ve erişmek bugünlerde daha da büyük önem arz etmektedir.
Bu koşullarda; gıda kaynaklı hastalıkların yaşanmaması için başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere, üretici ve tüketicilere önemli görevler düşüyor.
İlk olarak; Gıda Güvenliğini sağlamanın 5 temel yoluna dikkat etmeliyiz…
- Temizlik, hijyen kurallarına uyum
- Pişmiş gıdalar ile çiğ gıdaların ayrılması, çapraz bulaşmayı önleme
- Uygun pişirme, soğutma yöntemleri
- Uygun sıcaklıklarda saklama, muhafaza yöntemleri
- Güvenilir ham madde ve su kullanımı
Özellikle bu hassas dönemlerde, et ve süt ürünleri gibi hayvansal kaynaklı ürünler başta olmak üzere birçok gıdanın tüketimine dikkat edilmelidir. Üretim koşullarında hijyen kurallarına dikkat edilmemiş, son tüketim tarihi geçmiş ve soğuk zincirin ihmal edildiği açıkta satılan gıdalar ve önceden pişirilmiş, uygun muhafaza koşullarında saklanmamış gıdaların tüketilmesi risk oluşturmaktadır.
Halkımız gıdaları tüketirken şu koşullara dikkat etmelidir.
• Üretim, depolama ve pazarlama sırasındaki herhangi bir aksaklıkta kolaylıkla bozulabilecek olan ve üretimden son satışa kadar soğuk zincir muhafazasını gerektiren süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri özellikle tavuk eti, balık ve yumurta gibi ürünleri satın alırken son kullanma tarihi geçmemiş, ambalajı zarar görmemiş ve perakende satış noktalarında uygun yerlerde satışa sunulan ürünler olmasına dikkat edilmelidir.
• Özellikle yaz aylarında tüketimi artan ve en çok çocuklar tarafından tüketilen dondurma satın alınırken; çözülüp, tekrar dondurulmamış, orijinal şekli ve ambalajı değişmemiş dondurmalar alınmalıdır. Dondurma, alışverişte en son alınıp, hızlı bir şekilde soğutucuya ulaştırmalı veya hemen tüketilmelidir.
• Tavuklarda her ne kadar son tüketim tarihi verilmiş olsa da ürünün satış yerine ulaşması ve tüketicinin ürünü alıp eve getirene kadar geçen sürede soğuk zincirin kırılmasından dolayı son tüketim tarihine kadar beklenmeden tüketilmesinde ve pişirildiği gün yenilmesinde yarar vardır. Donmuş tavuk eti, balık, kıyma ve parça et kesinlikle oda sıcaklığında çözdürülmemeli, çözdürme işlemi buzdolabında, diğer besinlerle temas etmeyecek şekilde yapılmalıdır.
• Yaz aylarında evde pişirilen yemekler hemen tüketilmeyecekse oda sıcaklığında bırakılmamalı, mümkün olan en kısa sürede soğutularak buzdolabına yerleştirilmelidir. Toplu hazır yemek tüketim yerleri ve tatil yerlerindeki açık büfelerde, sıcak yemek servisinde gıdalar uzun saatler boyunca uygun olmayan sıcaklıklarda bekletilebilmektedir. Burada amaç, soğuk yiyecekleri ısıtmak değil, içine konan gıdayı belirli bir sıcaklık değerinde tutmak olmalıdır. Sıcak tutulacak gıdaların sıcaklığı 65°C seviyesinin altına düşmemeli, soğuk tüketilecek ve muhafaza edilecek gıdalar da 4°C’nin üzerindeki sıcaklıklarda uzun süre tutulmamalıdır.
• Tüketiciler, bu gibi yerlerde açık büfelerden et, tavuk ve balık içeren yemekleri alırken sıcak olanları tercih etmelidir. Ayrıca yumurtalı, mayonezli, yoğurtlu meze ve salataların soğuk ortamlarda servis edilip edilmediğine de dikkat etmelidir.
Sağlıklı ve güvenliği gıdaya ulaşmak her bireyin en temel insan hakkıdır. Bu bilinçle hem gıda üreten işletmelerimiz hem bu gıdaları tüketen halkımız hem de üretimden son tüketime kadar ki süreçte resmi kontrol ve denetim yetkisini üzerinden bulunduran Tarım ve Orman Bakanlığımıza büyük sorumluluklar düşmektedir. Halkımızın sağlıklı ve güvenilir gıdaya erişiminde, TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şubesi olarak Tarım ve Orman Bakanlığımız’dan talebimiz şunlardır:
- Gıda sektörünün yaklaşık yüzde 75-80’ini oluşturan ve kanun gereği istihdam zorunluluğu bulunmayan küçük gıda işletmelerinin ve diğerlerinin denetimleri yeterince yapmalı, halk sağlığı güvence altına alınmalıdır.
- Kamu bütçesinden ücretlendirilen tarım danışmanlarında olduğu gibi küçük işletmelerde de Odamızın Bakanlığa sunduğu proje teklifindeki “Yetkilendirilmiş Gıda Danışmanları”nın bulunması önceliklendirilmelidir.
- Kamuda ve özel sektörde yeterli sayıda Gıda Mühendisi istihdam ederek etkili gıda denetimleri yapmalı ve gıda güvenliğini sağlamalıdır.
Dikkat..! Vatandaşlarımıza önerimiz; satın aldıkları ve tükettikleri gıda ile ilgili bir olumsuzluk yaşadıkları hallerde Tarım ve Orman Bakanlığımızın Alo 174 Gıda Hattı'nı arayarak, şikayetlerini ve taleplerini iletebilirler.
Bu vesileyle tüm halkımızın güvenilir ve sağlıklı gıdaya erişebildiği ve sağlık riski yaşamadığı bir yaz dönemi geçirmelerini dileriz.